Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

elde bulunmak

См. также в других словарях:

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaymak — 1. is., ğı 1) Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman 2) Sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu, yağlı öz 3) Yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka 4) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ödemek — i 1) Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek Borç varsa benimkidir, onu ödemek ve teşekkür etmek lazım. R. H. Karay 2) Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek 3) Bedelini vererek bir zararı karşılamak,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tedarik — is., Ar. tedāruk 1) Araştırıp bulma, sağlama, elde etme 2) Hazırlık Hemen düğün tedarikine başladım ve bir günde birkaç iş gördüm. A. Gündüz Birleşik Sözler sümmettedarik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tedarik etmek tedarikte bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uydurmak — i, e 1) Uymasını sağlamak Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu. P. Safa 2) i Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikâyesini uydurmuş olmalıydı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hasretini çekmek — 1) (bir şeyin veya bir kimsenin) çok özlemek Ben dört sene onun hasretini çektim. A. Gündüz 2) mec. (bir şeyin veya bir kimsenin) gereksinim duyduğu şeyi elde edememenin üzüntüsü içinde bulunmak Dünya, barışın hasretini çekiyor …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerini yapmak — bir şey elde etmek amacıyla girişimde bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TE'MİN — Güvenlik, emniyet hissi vermek. * Sağlamlaştırma, şüphe bırakmama. * Sağlamak. Kat i vaadde bulunmak. Emn ve emân vermek. * Elde etme …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»